İKİNCİ BÖLÜM
Necati Mert “Cumhuriyeti kuracak bir kuşağın
siyasetten ve ekonomiden ne anladığını, din, millet, çağdaşlık, eğitim, kadın
konularında neler düşündüğünü öğreniyoruz ondan. Şehir olsun, kırsal olsun,
sade insanlarıyla nasıldır bu koşullarda? Hikâyeleri de, bu tanıklığı anlatıyor
bize.”
Hülya Argunşah "Ömer Seyfettin'e göre
insan olmanın ve hayatın anlamı, mefkûre (ideal, gaye, ülkü) sahibi olmaktadır.
Onun hikâyelerinde bilgi, dostluk, dürüstlük, güven, hak, adalet de birer
yüksek değer olarak yer alırlar" diyerek onun evrensel değerlerine
değinmektedir.
Adnan Özyalçıner “Ömer Seyfettin, yalın bir
dil, süssüz, açık bir anlatımla yazdığı öykülerinde halka, onun duygusal,
toplumsal sorunlarına eğilmiştir... İlk gençliğimde okuduğum hikâyeleri,
kariyerimi tetikleyen unsur olmuştur”
Recep Duymaz “Ömer Seyfettin, hem düşünceleri,
hem dilinin düzgünlüğü sebebiyle her Türk gencinin okuması ve yakından tanıması
gereken bir hemşerimizdir”
Rasim Özdenören “…Ömer Seyfettin, kanımca
bütün hikâyeleriyle dünya edebiyatında müstesna bir yere sahiptir. Onun bütün
hikâyeleri dünyanın hangi dilinde okunursa okunsun zevkle, keyifle okunabilecek
ürünlerdir. (...) Çehov ve Maupassant dâhil, dünyanın bütün öykücüleriyle boy
ölçüşebilecek bir yazarımızdır o...”
‘Dünya Yazarı Ömer Seyfettin’ ifadesi, doğduğu
ve Cennet diye nitelediği Gönen’de Mart 2011’de düzenlenen "Ömer
Seyfettin'i dünyaya tanıtmak" başlıklı panelde, "Neden dünya Ömer
Seyfettin'i anlamalı" sorusuna cevap aranırken dile getirilmiş. Aynı yıl,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği sempozyumun ve Mustafa
Miyasoğlu’nun altı sayfalık bildirisinin adı “Bir Dünya Yazarı - Ömer
Seyfettin” idi.
2018’de Sarıyer ve Gönen’de düzenlenen Ömer
Seyfettin etkinliklerinde Nazım H. Polat “O bir dünya yazarıdır” sözleriyle
konuya dikkat çekti. “Ömer Seyfettin, kendisinden önceki hikâyecileri gölgede
bırakacak derecede güzel ve sağlam yapılı hikâyeler kaleme almış bir
yazarımızdır. Dünya edebiyatı içinde Türk hikâyeciliğini temsil edebilecek
isimler arasında onu en başa yazabiliriz…”
Sanatçı ve eserinin layıkıyla tanınmasında,
yarattıklarının yanı sıra, hakkında yazılanlar ve adına düzenlenen etkinlikler
önemli rol oynar. Son tespit edilenlerle, öykü, roman, şiir, makale, fıkra,
mektup, anı, çeviri vd. kalem tecrübelerinin sayısı 532’ye ulaşan Ömer
Seyfettin hakkında yazılan kitaplar ve yapılan akademik çalışmalar onun
yazdıklarının üç katını aşmıştır.
Yaşadığı yıllardan itibaren yabancı dillere
çevrilmeye başlayan eserleri Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca,
Rusça, Yunanca, Boşnakça, Bulgarca, Ukraynaca, Korece, Japonca, Arapça,
Gürcüce, Letonca, Urduca, Özbekçe vd. onlarca dilde okunuyor, dünya
üniversitelerinde Türk dili eğitiminde yararlanılıyor.
Bu çalışmalar elbette olumlansa da, gerek
yazdıkları gerekse de hakkında yazılanlar acaba topluma yeterince ulaşabilmiş
midir?
25 yıllık çalışmayla, “eserlerine her şeyden
önce hayatını ve çatışmalarını koyan bir yazarın hikayesi” diyerek, Ömer
Seyfettin'in yaşamını mükemmelen romanlaştıran Tahir Alangu "yazarlar ve
sanatçıların hiçbir yerde yalnız eserleri ile değerlendirilip uzun süre ayakta
kalamadıkları, hele çağımızda yeni değerlendirmeler ve yan türlerle
desteklenmedikleri taktirde unutulma ve yıpranmanın sürüp gideceği"nden
bahseder... Sarıyer etkinliği hazırlığı esnasında, Zülfü Livaneli "Ömer
Seyfettin'in çok ihmal edildiğini" dile getirmişti.
Külliyatı şimdilik tamamlanmış göründüğüne
göre; Ömer Seyfettin ve sanatı hakkında bütünsel çalışmaların artarak süreceği,
‘Dünya Yazarı’ kavramının değerli üstatlarca her yönüyle değerlendirileceği,
çağdaş mesajlarının topluma daha çok erişeceği inancıyla. Hele ki, sanatındaki
zirvesi ve ebediyete göçünün 100. Anma Yılında!
Celal Yılmaz
(Ömer Seyfettin okuru)
(Ömer Seyfettin okuru)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder